Kayıtlar

Yetinmeyi unuttuk..

Bu sabah çiçeklerini suladın mı anne, açtın mı taze yufkalarını. Çok gülmeyin derdin ya hep canımın özü, gülmez oldu artık bak yüzümüz. Sana kızamam gözümün nuru, ne gördüysen annenden onu gösterdin bize, ama biliyor musun anne! Senin dediğin gibi değil artık hiç bir şey. Zaman çok değişti. Hani nasıl desem köprünün altından çok sular geçti. Zaten gülmeye bahane arar olduk anne, öyle bol keseden sevinçlerimiz yok artık. Sen değil miydin sabahın altısında kalkıp çiçeklerden birini açmış görünce sevinci tüm güne yeten. Bizler sadece yağmura, kara vede güneşe sevinen bir nesil olduk anne. Hüznümüzü yağmurla yıkar olduk, karın beyazlığı umut oluyor karanlık dünyamıza ve güneşe asıyoruz korusun diye gözyaşlarımızı. Bizler dizi dizi mobilyalar arasında sıkışıp kalmış, senin yaylı karyolan ve tahta sandığına ettiğin şükrü kavrayamamışız. Doymak bilmeyen karnımız değil anne çünkü haramdan çekemediğimiz gözlerimiz var. Renk renk saksılar içinde ölüyor çiçeklerimiz, senin yağ tenekelerinden yapt...

Zaman

Resim
Her sabah hesabınıza 86.400 TL yatıran bir banka düşünün. Gün boyu istediğiniz kadar parayı harcamakta veya harcamamakta serbestsiniz. Parayı istediğiniz şekilde kullanabilirsiniz. Oyunun sadece tek bir koşulu var: Harcamayı başaramadığınız “meblağ ertesi güne devretmez, akşam hesabınızdan geri çekilir ve bu paranın hiç bir bölümünü ne sebeple olursa olsun saklayamazsınız.” Bir önceki günün tutarının tamamını harcamış veya hiçbir bölümünü harcamamış da olsanız ertesi sabah hesabınızda yine 86.400 TL bulacaksınız. Nasıl keyifli değil mi? Farkında olsanız da olmasanız da aslında hepimizin böyle bir bankası var. Adı “Zaman” Her sabah 86.400 saniye hesabınıza yatıyor ve o gün daha fazlasını asla kullanamıyorsunuz. Kullanmadığınız kısım ise akıp gidiyor ve hesabınızdan siliniyor, hiç devretmiyor. Her gün size yeni bir hesap açılıyor, her akşam günün bakiyesi siliniyor. Eğer günlük hesabınızı kullanmadıysanız bu zarar sizindir, geriye dönüş yok yarından avans çekmek yok. Bugünü, bugünkü hesa...

Yaşam Koçu

Resim
Koçluk, birlikte çıkılan bir yolculuk... Koçluk Nedir diyerek araştırma yapınca pek çok yerli yabancı sitede ve kaynakta birbirine benzer tanımlamalar ve açıklamalar bulmak mümkün. Şöyle genel tanım toparlayayım dediğimde Koçluk hakkında pek çok tanım yanında  “Kişisel ve mesleki potansiyeli maksimize etmek üzere, karşısındakini daha fazla düşünmeye teşvik ederek yaratıcı süreçler içine girmesi için ilham veren, müşteri ile koçun işbirliği içinde olduğu bir ilişkidir.” Öte yandan işi biraz daha kurcalayıp kelimenin kökenine indiğinizde çok daha sağlıklı ve tatmin edici sonuca ulaşıyorsunuz. En azından benim için öyle oldu ve bu şekilde bir tanım derlemek hem daha keyifli hem de tatmin edici oldu benim için. Koç kelimesi bizdeki erkek koyun anlamını yani boynuzları bir kenara bırakacak olursak İngilizce “coach” kelimesinden geliyor. Peki o, oraya nerden gelmiş acaba? Çünkü biliyoruz ki İngilizcedeki coach da birden çok anlamlı (gibi görünüyor) ve hem şehirler arası büyük otobüsler h...

Dinleme Sanatı.!!

Resim
İletişimde konuşmak kadar dinlemek de bir sanattır. İyi bir iletişimin birbirinden ayrılmaz iki yüzüdür konuşmak ve dinlemek. Çoğu zaman dinlemek sessiz kalıp konuşma sırasını beklemek gibi algılanır. Ve bu tamamen dinlemenin dışında başka bir durumdur    Koçluk çalışmalarında hem koç olarak bütünsel bir dinleme haline gireriz hem de danışanlara ve koç adaylarına bütünsel dinleme nasıl yapılır öğretiriz. Çünkü sosyal varlık olan insan her daim birileriyle iletişim halinde bulunur, iyi bir dinleyici olmak için Yaşam Koçu olmanıza gerek yok. Zaten her insanın iyi bir dinleyici olması gerekiyor. Yoksa şu an olduğu gibi pek çok ilişki anlaşılmadığı ya da yanlış anlaşıldığı için çatışma içine düşüyor. Peki nedir bu dinleme hataları biraz bakalım. Karşı taraf konuşurken duyduklarımızı hemen… – Karşılaştırmak – Vereceğimiz öğüdü düşünmeye başlamak – Yargılamak – Kendi düşüncelerimize dalmak – Haklı çıkma, savunma mekanizmalarını harekete geçirmek bunlardan bir kaçı Oysa a...
Resim
Egosu yüksek Türk erkeği; - Para kazanmaya başladıktan sonra yürüyüşü değişir. - Annesinin "aslan oğlum"telkiniyle kendini aslan zanneder. -Takım elbise giydiğinde bürokrat ya da iş adamı, spor giyince kendini Avrupalı zanneder. - Aynaya bakmadan kadınlara not verir. "Kadın dediğin" diye başladığı cümlenin sonunu "itaat etmeli" diye bitirir. -Tek güç aldığı yer işidir. -Duygusal sorunları çözemediği için ağlayan kadından,konuşmak isteyen,sorun anlatan kadından kaçar.. -Biraz para kazanıyor diye her kadını elde edeceğini zanneder. -İşinden,parasından ve kendini övmekten başka anlatacağı bir şeyi yoktur. -Saplantılı şekilde parti veya takımını savunur. -Tatil denildiğinde aklına direkt memleketi gelir. -Evlendiğinde eşinin annesi gibi davranmasını ister. Davrandığında ise "ben senin çocuğun değilim",ergen isyanı gösterir.. -Biraz havaya girince "yoğunum" sözü ile tüm sorumluluklarını öteler.. -Memleketine laf söyletmez,eşinin ...

Restoranda Yapılan Hatalar.

Resim
Çalışanlar bir restoranın yüzüdür. Bu yüzden karşılama personeli nazik, misafirperver, sıcak olmalı ve her şeyden önce markayı temsil etmelidir. Çalışan faktörünü ve verilen servis hizmetinin kalitesini önemsememek büyük hatadır. İşte en yaygın restoran hizmeti hatalarından 15 tanesi. 1. Zayıf karşılama Çalışanlar, konukların bir restorana girerken karşılaştıkları ilk ekip üyeleri olduğundan ilk izlenimi yaratmaktan büyük ölçüde sorumludur. Ölçülü bir biçimde sıcak olmalı ve ev sahibi rolünü oynamalıdır. Bu yüzden, "Kaç kişisiniz?", ‘’Açık alanda mı oturmak istersiniz?’’ soruları yerine ‘’Hoş geldiniz’’ gibi karşılama ve selamlaşmalar çok daha olumlu bir hava yaratacaktır. Öte yandan araştırmalar, ilk izlenimin yüzde 38 ses tonuyla oluşturulduğunu ve başkası hakkındaki genel yargının yüzde 93'ünün sözlü olmayan iletişim tarafından belirlendiğini gösteriyor. Bu nedenle; dik duruş, gülümseme ve göz teması da oldukça önemlidir. 2. Yanlış kullanılan ifadeler Restorana tek baş...

Koçluk Sanatı

Resim
Koçluk, hayatını sorgulama cesaretini gösteren bireylerin yaşadığı çok kıymetli bir YOLCULUKTUR. ​ Sokrat "İncelenmemiş yaşam yaşanmamıştır." demiştir. ​ Kendi niteliklerimizin, yeteneklerimizin, değerlerimizin farkına vararak yaşamayı hakediyoruz