Kayıtlar

kişisel gelişim etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Anlayış ve Hoşgörü...

İnsan, insan içinde doğar, insan içinde büyür ve her zaman yine insanlarla birlikte yaşar. Bu, onun tabiatının gereğidir. Madem ki; hayat, tek başına değil, toplum içinde sürdürülecektir. O halde, diğer insanlarla, iyi ilişkiler içinde bulunmak icab eder.  Bu, huzurlu ve mutlu olmanın da temel şartıdır. Her insanın düşünce ve davranışları farklıdır. Dünyada hiçbir insanın sesi, huyu, karakteri, sîması, parmak izi, vs.. bir diğerine benzemediği gibi, inanç ve düşünceleri de benzemez. Bu farklılık sebebiyle; meydana gelebilecek olumsuzlukların bertaraf edilmesi için, tarafların asgari müşterekte buluşmaları, başka bir ifade ile ölçülü ve müsamahalı olmaları gerekmektedir. Ailede, okulda ve iş hayatında birlikte olduğumuz kimselere karşı anlayış göstermemiz, toplum içinde daha çok sevilip sayılmaya ve karşılıklı güven duygularının güçlenmesine sebep olur.  Bu da, anlayış ve hoşgörü ile sağlanır.   Hoşgörü; bir anlayış biçimidir. Tolerans, müsamaha ve uzlaşmaya da hoşgörü den...

Yaşam Koçluğunda Etkileşim

Resim
Bir insanın hayatına dokunabilmek için arada bir bağ oluşması gerekmektedir. Bu bağ ise iyi bir dinleyici olarak gerçekleşir.  Koçluk güven, inanç ve yargılamama üzerine kuruludur.  Güven ve bağ Yaşam Koçu ile Danışan ilişkisini dengede tutar. İnsanlar duyulmak ister, bu insan doğasın da ki en güçlü motivasyon kaynağıdır. Duyabilmek için ise tüm benliğimiz ile dinlememiz gereklidir. Eğer gerçekten dinlersek sezgimiz en iyi rehberimiz olur. İyi bir dinleyici olabilmek Yaşam Koçluğu sürecinin temel taşıdır. Bastırılmış bir rahatsızlığın yada hareketteki bir kusurun "kör nokta" da yatıyor olması kuvvetle muhtemeldir. İnsanın doğası gereği anlatmayı severiz. Anlatım esnasında konular arasın da kaybolmak, konunun özü yerine yoğun olarak  duygulara odaklanmak  çözümden uzaklaşmalara neden olmaktadır. Öncelikleri belirlemek çoğu zaman zor olabilmektedir. Duygularımızın bizi yönlendirmesine izin verdiğimiz de aslında kontrolümüzü de onlara devretmiş oluruz. Doğal olan duygul...

Yolumuza Koyduğumuz Engeller

Resim
İnsan, sınırsız bir hayal gücüne ve bunları gerçekleştirebilecek muazzam bir potansiyele sahiptir. Ne var ki zaman içinde oluşturduğu inanç kalıpları, kaygıları ve çevresinin ona öğrettiği ezberlerle bu potansiyelinin büyük bölümünü kullanamaz ve daha da kötüsü farkına bile varamaz hale gelir. İnsanın potansiyeli ile kendisi arasına koyduğu her duvar bir ‘engel’dir. Tim Gallwey bunu “ potansiyel  eksi  engel  =  performans”  formülüyle açıklar. Tıpkı bir balonun havalanmasını engelleyen kayalara bağlı ipleri kesmek gibi, engellerimizi fark edip ortadan kaldırdığımızda her şey kendiliğinden yoluna girer. Kendimize koyduğumuz en yaygın engeller ise şunlardır: 1. NET BİR VİZYONUMUZUN OLMAMASI Genellikle istediğimiz şeyleri kafamızda net bir resim, somut bir hedef ve açık bir amaç haline getiremeyiz. Biri bize hayallerimiz hakkında birkaç detaylı soru sorduğunda isteğimizin netliği ve sınırları hakkında şüpheye düşmeye başlarız. Oysa gideceği limanı bilmeyen yelkenl...

7 günde mutluluğun formülü

Resim
Kendinizi mutlu edebilmeniz için bir köpek almanızı ya da uzak bir yerlere tatile gitmenizi önerebilirdim… Ama ben bu satırlarda, kolay ve pratik önerilerle bir hafta içinde mutluluğun kapılarını aralamanızı sağlayacağım!  İster genç ister yaşlı olun, bir şekilde herkes gibi siz de mutluluğu yakalamaya çalışıyorsunuz. Belki çok seveceğiniz bir eş arıyor, çocuk sahibi olmak ya da iyi para kazanmak istiyorsunuz. Bunlar tabii ki sizi mutlu edecek hayaller… Ancak bir de hayatın akışında mutlu olabilmek ve bu mutluluğu koruyabilmek var. Aslında çok büyük bir şeymiş gibi gözükmeyen ama temelinde pozitif etkilere fırsat veren “küçük mutlulukları” bir yaşam şekli olarak düşünürseniz işiniz daha da kolaylaşacak. Sizi üzen, aşağı çeken ya da kızdıran durumlara karşı koruma kalkanı oluşturacaksınız. İşe hemen koyulmak için günlerden yardım alın. Pazartesiden başlayıp pazara kadar kendinize ufak hedefler koyun ve kalıcı mutluluk için ilk adımı atmaya başlayın!   PAZARTESİ  SESİ BİRAZ...

Hayata iz bırakın

Resim
Van Gogh, hayatında tek bir şeyi sevmiş. Ve bu tutkusunu keşfedene kadar öylesine savrulmuş ki hayatında, onu bulunca son nefesine kadar, akıl hastanesinde bile resim yapmaya devam etmiş. Çocukluk yaşlarında yavaş anlamakla itham edilen ve yaşadığı sürece satın alınan tek eserinin de abisi tarafından alınmasına rağmen, kendi için sayısız iz bırakmış bu dünyaya. Üstelik değerinin anlaşılıp anlaşılmamasını düşünmeden. Dünya döndükçe yaşayacak türden… İşte biz de yaşamımızı daha iyi hale getirmeye çalışırken, nasıl bir iz bırakmak istediğimizi soralım kendimize. Bu kimi için hayallerini gerçek kılacak bir adımdır, kimi için kalplerde hep iyi anılmaktır. Başlı başına “insan olabilme”nin kendisi bile bir iz bırakmaktır bu dünyaya.

Saplantılarınızdan kurtulun!

Resim
İyi ve güzel yaşlanmak, keyifli ve huzurlu bir ömür sürmek için pek çok şey söylenebilir ama bu beş nokta çok önemli... 1. KABULLENİN! İyi yaşlanmanın birinci kuralı, ‘yaşlılığı olduğu gibi kabul etmek’tir. Yaşlanmak doğal, ilerleyici ve durdurulamaz bir süreçtir. Yapabileceğiniz, onu ‘hakkıyla, keyifle, huzurla, sağlıkla yaşamak’ ve bazı doğru alışkanlıklar edinerek belki biraz yavaşlatmaktır. 2. SAPLANTI YAPMAYIN! Eğer “Sağlıklı bir orta yaşlılık ve yaşlanma sürecim olsun” diyorsanız, yapacağınız şeyler çok basit. Yaşlanmaya bağlı hastalıkları engellemek, eğer bu mümkün olmazsa etkilerini en aza indirmek yeterli. Çünkü bütün araştırmalar yaşlılığın kalitesini azaltan sorunların neredeyse tamamının yaşlanmayla ilgili hastalıklardan kaynaklandığını gösteriyor. 3. GELİP GEÇİCİLİĞE İNANIN! Bana göre iyi hayatın en önemli sırlarından biri, hayatın bir sonu olduğuna inanmaktır. Hayatın ölümlü olduğuna inanıp onu keyifle, coşkuyla ama akıllıca, bilinçli bir şekilde, inanarak, kendini hayatı...

Daha çok gülümsemeniz için sebebler

Resim
Gülmenin herkese yakıştığı bilinir, peki hakkında pek de bilinmeyen gerçekler nedir? KADINLAR ERKEKLERDEN DAHA FAZLA GÜLÜMSER Genellikle kadınlar erkeklerden daha fazla gülümsüyor. Ancak aynı iş yerinde çalışan erkeklerin de kadınlar kadar gülümsediği tespit edildi. Nedeni de aynı sosyal rollere sahip olan erkeklerin kadınlardan etkilenmesi… Ayrıca erkek çocuklar kız çocuklara göre daha az gülümsüyor ama daha fazla göz kontağı kuruyorlar. GÜLÜMSEMEK MAKYAJDAN DAHA ÇEKİCİDİR Yapılan bir araştırmaya göre erkeklerin %69'u kadınların gülümsemelerini makyajlı olmalarından çok daha çekici buluyor. HER YENİ DOĞMUŞ BEBEK GÜLÜMSEYEBİLME YETENEĞİNE SAHİPTİR Yeni doğmuş bebekler birçok davranış ve sesi etraflarına bakarak öğreniyorlar. Ancak bilim adamları yeni doğmuş bir bebeğin doğuştan gülümseyebilme yeteneğine sahip olduğuna inanıyor. KENDİNİZİ GÜLÜMSEMEYE ZORLAMAK PSİKOLOJİNİZİ DÜZELTİR Psikologlar kendinizi gülümsemeye zorlamanın depresif ruh halinden çıkılmasında yardımcı olduğunu söyl...

En ilginç fobiler

Resim
Diş hekimi korkusu, yaşlanma korkusu, dokunmaktan hoşlanmama, kişinin ağzına fıstık ezmesi yapışma korkusu… İşte en ilginç fobiler.. 22 yaşındaki Isabella Mendoza Falmouth Ünivertisesinde fotoğrafçılık eğitimi aldı. Dünyadan en acayip fobileri birleştirerek bu korkuklarla ilgili çekimlerini içeren sanatsal bir kitap hazırladı. Bu fobilere diş hekimi korkusu, yaşlanma korkusu, dokunmaktan hoşlanmama,kişinin ağzına fıstık ezmesi yapışma korkusu gibi durumlarda dahil. Bazı insanlar örümcekler, yükseklik gibi bir çok şeyden korkabilir. Şimdi de bir fotografçı olan Isabella Mendoza en ilginç fobileri insanları bilgilendirmek için fotoğrafladı. Mendoza "Benim bu görüntüleri çekmekteki ilham kaynağım tamamen garip ve acayip şeylere olan merakımdır. Benim amacım fobileri özel efekt ve makyajın yanı sıra fotoğraf becerilerimi de işin içine katarak dünyaya sunmaktır. İŞTE DÜNYADAKİ EN İLGİNÇ FOBİLER... FINDIK EZMESİNİN DAMAKTA KALMA FOBİSİ (Arachibutyrophobia) Bu fobi kişinin damağında fınd...

Daha çok gülümsemeniz için sebebler

Resim
Gülmenin herkese yakıştığı bilinir, peki hakkında pek de bilinmeyen gerçekler nedir? KADINLAR ERKEKLERDEN DAHA FAZLA GÜLÜMSER Genellikle kadınlar erkeklerden daha fazla gülümsüyor. Ancak aynı iş yerinde çalışan erkeklerin de kadınlar kadar gülümsediği tespit edildi. Nedeni de aynı sosyal rollere sahip olan erkeklerin kadınlardan etkilenmesi… Ayrıca erkek çocuklar kız çocuklara göre daha az gülümsüyor ama daha fazla göz kontağı kuruyorlar. GÜLÜMSEMEK MAKYAJDAN DAHA ÇEKİCİDİR Yapılan bir araştırmaya göre erkeklerin %69'u kadınların gülümsemelerini makyajlı olmalarından çok daha çekici buluyor. HER YENİ DOĞMUŞ BEBEK GÜLÜMSEYEBİLME YETENEĞİNE SAHİPTİR Yeni doğmuş bebekler birçok davranış ve sesi etraflarına bakarak öğreniyorlar. Ancak bilim adamları yeni doğmuş bir bebeğin doğuştan gülümseyebilme yeteneğine sahip olduğuna inanıyor. KENDİNİZİ GÜLÜMSEMEYE ZORLAMAK PSİKOLOJİNİZİ DÜZELTİR Psikologlar kendinizi gülümsemeye zorlamanın depresif ruh halinden çıkılmasında yardımcı olduğunu söyl...

İçe dönük olmak nedir?

Resim
Neden bazı insanlar yanlarında başkalarını ister, macerayı severken bazıları da yalnız kalmaktan hoşlanır? Her şey beynimizin ödül algısıyla ilgili. Cumartesi gecesini kalabalık bir barda mı yoksa evinizde battaniyeye sarılmış, iyi bir kitaba gömülmüş olarak mı geçirmek istersiniz? Büyük bir arkadaş grubuyla maceralı bir spor tatilinden mi, yoksa bir-iki arkadaşınızla sakin bir tatilden mi zevk alırsınız? Bu sorulara yanıtınız çok net olabilir ya da iki ucu değil de ortalarda bir yeri tercih ediyor olabilirsiniz. İşte bu duygularımızın kaynağı, beynimizin ödüllere verdiği tepkilerle ilgili. Hepimiz dışa dönüklük ve içe dönüklük arasındaki spektrumda bir yerdeyiz; farklı koşullarda birine ya da diğerine daha yakın olabiliriz. 20. yüzyıl başlarında psikolog Carl Jung’un popüler hale getirdiği bir terim olan dışa dönüklük ya gerçekten daha yaygın olduğu için ya da daha çok ses çıkardıkları için dünyada hakim olan taraf gibi görünüyor. Peki insanı dışa dönük yapan nedir? Bugün ...

Belki de Sorun Özgüven Eksikliğidir

Resim
Kişinin yaşamında önem taşıyan kavramlardan biri de öz güven. Kendini rahatça ifade etmekten sosyalleşmeye, benliğine anlam katmaya dek birçok konuda kişive vardımcı olan öz güvenin temelleri çocukluk çağında atıldığından, bu konuda anne - babalara önemli görevler düşüyor Çocukluk günlerine, okul yıllarına, sosyal ortamlarınıza ya da iş hayatınıza dair hatırladığınız kişileri durup düşünün... Kimler aklınızda kaldı? Yakın arkadaşlarınız dışında çok sessiz ya da kendine güveniyle dikkat çekenler mi geliyor aklınıza? O halde öz güvenin öne çıkan bir özellik olduğunu söylersek yanlış olmaz. Öz güveni "Kişinin kendi değerine yönelik global değerlendirmesi, benlik kavramının bir yönü..." olarak tanımlayan , konuyla ilgili sorularımızı yanıtlamadan önce, öz güvenin yaşamdaki rolünü şöyle açıklıyor: "Öz güven, hayatın tümüne etki ediyor. Bir ortamda rahatça kendini anlatabilmek, fikir belirtmek gibi süreçlerde doğrudan önem taşıyor. Dolayısıyla, kendini ortaya koymak ya da gizl...

Kişisel Gelişim...

Resim
Kişisel Gelişim... Herakleitos der ki;  "Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir."  İçinde bulunduğumuz dünya sürekli değişmektedir. Bu durumda insanın değişmesi kaçınılmazdır. İnsandaki değişim; yaşadığımız çevreden, bulunduğumuz sosyal yapıdan, okuduğumuz kitaplardan, izlediğimiz filmlerden, gezdiğimiz yerlerden, hayatımıza aldığımız insanlardan ve daha birçok kanaldan gelir. Bu değişimler istemsizce, bilinçsizce gelişir. Kişisel Gelişim De Bir Değişimdir Kişisel gelişim , rutinden farklı olarak bireyin bilinçli olarak yaptığı, kendini bulunduğu konumdan daha iyiye götürmek için gerçekleştirdiği çabaların sonucudur.  Kişisel gelişim isteği insanın şu anki hal ve durumunu yeterli bulmaması ya da daha iyisini olabileceğini düşünmesi, hissetmesi ve istemesiyle başlar. Kişi, kendini biraz daha öteye taşımak ister. Bundan sonra ilk iş kişinin mevcut konumunu bilmesi ve kendini tanımasıdır. Kendini tanıyan insan ancak kendini gerçekleştirebilir. Bu süreç ise epey zorludu...
Çıkar ilişkileri Bugün kimden, neden şikâyet ediyorsan, dur biraz, sakinleş, dön kendine, biraz soru sor. Kim o? Ne o? Neden hayatında? Ne kadar süredir? Nasıl girdi, zorla mı? Neden onu hayatına kabul ettin? Peki ne zamandan beri rahatsızsın ondan? Bunu ona hiç söyledin mi? Kaç kere söyledin? Başka türlü anlamasına imkân vermeyecek biçimde söylediğinden emin misin? Seni dinlemediğini, dinlese de umursamadığını fark ettikten sonra ne yaptın? Neden onu hayatında tuttun? Kim bu insan? Hayatını paylaştığın kişi mi? Arkadaşın mı? Aileden biri mi? Onu hayatından çıkarmak için hiç adım attın mı? Çıkarmaya çalıştın ama gitmedi mi? Sen gitmeyi denedin mi? Kaç kere? Denediysen neden geri döndün? Şikâyet ettiğini hayatında tutma nedenlerini hiç düşündün mü? Onun orada durması, kalması işine geliyor olabilir mi? Mesela sevmediğin işi neden bir türlü bırakmıyorsun da, “keşke atsalar” diyorsun? Tazminat almak için mi? Atılana kadar yine de iyi kötü bir gelirin var diye mi? O işi bıraksan yenisini a...

EVDEKİ HUZUR

Evdeki Huzur, Mutluluk... Hayat hepimiz için zaman zaman çok zor olsa da evimize gidip yuvamızda huzuru bulunca, tüm zorluklar kolaylaşır, aşılamaz sanılan herşey aşılır. Eğer gerginlikten hoşlanmıyorsanız, tartışmalar başlamadan bitsin, evinizde çok daha huzurlu bir ortamınız olsun istiyorsanız yazdıklarıma göz atmanızı öneririm. Huzurlu bir yaşantı için en başta sakin olmayı başarmalısınız. Sakin olmak sağlıklı düşünebilmenin ve sorunlara çözüm bulabilmenin ilk adımıdır. Duygularınızı doğru bir şekilde dile getirebilmek ve karşınızdaki kişiyi dinlemek de huzuru sağlayabilmek için hayati öneme sahiptir. Tüm bunların yanında bir de yaşadığınız olayları büyütmemeyi başarabilirseniz huzurlu bir hayatın çok da uzak olmadığını fark edersiniz. Sakin olun! Tartışmaların çoğu genellikle her iki taraf da kızgınken birbirlerini dinlemedikleri ve anlamaya çalışmadıkları için büyür. Bundan dolayı eşinizle aranızdaki konuşma gerilmeye başladığında konuşmayı kesmeli, biraz sakinleşip daha sonra tek...

DOĞRULUK VE DÜRÜSTLÜK

Doğruluk ve dürüstlük... Toplumun huzur, güven ve birlikte yaşama ortamını sağlayan bazı ortak değerler vardır. Doğruluk ve dürüstlük bunların en önemlilerindendir. “Doğrunun yardımcısı Allah'tır." "Doğru duvar yıkılmaz." sözlerinden de anlaşılacağı gibi doğruluk ve dürüstlük bir ölçü bir başka deyişle yol haritası olarak ele alınmalıdır. Doğruluk, sağlıklı bir toplum yapısının temel taşını oluşturur. Doğruluktan yana olanların içinde ne hüzün vardır nede korku. Unutmayın ki ,"Doğruluk kişiyi iyiliğe sevk eder, yalancılık ise kötülüğe sevk eder." Günümüzde kişilerin hava ve su gibi muhtaç olduğu şey doğruluk ve dürüstlüktür. Üstelik bu durum insanın her hareketinde bulunması gereken sürekli bir hal olmalıdır. Aksi takdirde kişinin hayatındaki olumsuz davranışları görmemesi, bedenindeki hastalık ve acıları dikkate almaması gibidir. Özellikle toplumda söz ve mevki sahibi olanların halk tarafından yanlış anlaşılmamaları için herkesten daha fazla duyarlı ve dik...

NEGATİF İNSANLAR

Resim
Amerikan girişimci ve yazar Jim Rohn’a göre, bireyler, etrafında bulunan ve zamanlarını harcadıkları beş insanın ortalaması halindedirler. Yani, sürekli olarak pozitif insanlara maruz kalan bireyler çok daha pozitif olmaya meyilliyken, daha negatif ve olumsuz insanlarla haşır neşir olanlar, hayatın her evresinde ve her koşulda çok daha negatif ve pesimistlerdir. Aynı şekilde, bireylerin kendilerini kötü hissettikleri ortamlar, arkadaş ortamı, işyeri, okul vs. birey üzerinde bir çok negatif etkiye sahip olabilir. Bu gibi durumlarda, hem kendini iyi hissetmek adına hem de kendini geliştirmek adına, o ortam ve kişilerden uzak durulmalıdır.

Duygularını Anlat

Resim
Brezilyalı bir doktora ait bu yazı... Eğer hasta olmak istemiyorsan : Duygularını anlat * Saklanan veya baskılanan heyecan ve duygular; gastrit, ülser, bel fıtığı, bel ağrıları gibi hastalıklara yol açar. * Zamanla, duyguların bastırılması kansere dönüşür. Öyleyse, sırlarımızı, hatalarımızı birileriyle paylaşmalıyız! * Diyalog, konuşma, kelime çok güçlü birer ilaç ve mükemmel birer terapidir! Karar Vermelisin.. * Kararsız kişi güvensiz, endişe ve ıstırap içinde olur. Kararsızlık, sorunları, endişeleri ve çatışmaları çoğaltır. * İnsanlık tarihi kararlardan oluşur. * Karar vermek, diğerlerinin kazanması için vazgeçmeyi ve avantajları kaybetmeyi kesinlikle bilmektir. * Kararsız kişiler mide rahatsızlığı, sinir hastalıkları ve cilt sorunlarının kurbanıdırlar. Olduğundan Farklı Yaşama * Gerçeği saklayan, rol yapan, her zaman mutlu olduğu görüntüsü veren, mükemmel görünmek isteyen kişi tonlarca ağırlığı biriktirmektedir. Ayağı kilden olan bronz bir heykeldir. * Aldatıcı görünerek...

TOPLUM PSİKOLOJİSİ

Resim
Günümüz insanlarına yıllardır süre gelen bir alışkanlık hakim  süre gelen toplum ve bakış açısı her medeniyette farklı yaşanmaktadır bizler daha çok dışarıdaki insanların eleştiri ve değerlendirmelerine bağlı kalarak yaşamayı tercih ederek kendi yaşantımıza pranga vurmuş oluyoruz buda bizlere kontrol dışı davranışlara ani öfke patlamalarına neden olmakta çoğu zaman kendimiz olmaktan uzaklaşıp başkalarının yaşantılarına özeniriz fakat sahip olmak için adım atacak gücü bulamayız burada da sahip olduğumuz ve ilham aldığımız inancımız devreye girer önce ne istediğini bilmeli insan sonra bu isteğe inanıp hiç beklemeden harekete geçmeli bekleyerek yada erteleyerek sadece zaman kaybı yaşanır ve sizin hayallerinizi bir başkası gerçekleştirir sizde sadece bir başkasının elde ettiği başarıyla yakınırsınız kendi hedeflerinizi belirleyip adım atmak için daha neyi bekliyorsunuz unutmayın hiç kimse bir gün kapınızı çalıp size hayallerinizi yaşama fırsatı sunmaz

Anlaşılmak

Resim
Her insan anlaşılmak ister tıpkı anladığı insanlar gibi siz empati kuruyorsunuz fakat karşı taraf aynı tutumla devam ediyor bu sizi hem üzüyor hemde özgüven kaygısı yaşamanıza sebep oluyor peki neden  Kaygı ve güvensizlik duygusu size has bir duygu değildir karşınızda bulunan kişinin karmaşık bir hayattan geldiğini gösterir pek çok kez aldatılan kandırılan insanlar ileride hayatlarına normal devam edemez her şeyi sorgular normal olan her durumu dahi farklı bir düşünce ile yorumlarlar size düşen ise anlayış göstermek zor olduğunu söylediğinizi duyar gibiyim katlanma yada anlayış duygusu bu duyguyu yaşadığınız insanla yada durumla aranızda oluşan bağ ile şekillenir birini anlamak istediğinizde veya anlaşılmak istediğinizde içinde bulunduğunuz durumun neresinde olduğunuzu anlamaya çalışın.

Ansızın Gelen Nefret Hissi

Resim
  NEFRET NEDİR ? Nefret normal, insani ve doğal bir duygudur veya daha doğrusu duygusal bir tepkidir. Ayrıca nefret bir çeşit çok güçlü memnuniyetsizlik hissidir. Bu his gerçek ya da hayali bir zarar görme sonucunda meydana gelir. Bu hisse cezalandırma ve intikam alma dürtüleri de eşlik eder. Nefret öyle bir duygusal durumdur ki, hafif kızgınlıktan yoğun hiddete kadar uzar.öfke çok yoğun negatif bir duygudur. Birey saldırıya uğradığında, bir şeyden yoksun bırakıldığında, engellendiğinde, kısıtlandığında, tehdit edildiğinde vb. durumlarda öfke denilen olumsuz duyguya kapılır.