Yetinmeyi unuttuk..


Bu sabah çiçeklerini suladın mı anne, açtın mı taze yufkalarını. Çok gülmeyin derdin ya hep canımın özü, gülmez oldu artık bak yüzümüz. Sana kızamam gözümün nuru, ne gördüysen annenden onu gösterdin bize, ama biliyor musun anne! Senin dediğin gibi değil artık hiç bir şey. Zaman çok değişti. Hani nasıl desem köprünün altından çok sular geçti. Zaten gülmeye bahane arar olduk anne, öyle bol keseden sevinçlerimiz yok artık. Sen değil miydin sabahın altısında kalkıp çiçeklerden birini açmış görünce sevinci tüm güne yeten. Bizler sadece yağmura, kara vede güneşe sevinen bir nesil olduk anne. Hüznümüzü yağmurla yıkar olduk, karın beyazlığı umut oluyor karanlık dünyamıza ve güneşe asıyoruz korusun diye gözyaşlarımızı. Bizler dizi dizi mobilyalar arasında sıkışıp kalmış, senin yaylı karyolan ve tahta sandığına ettiğin şükrü kavrayamamışız. Doymak bilmeyen karnımız değil anne çünkü haramdan çekemediğimiz gözlerimiz var. Renk renk saksılar içinde ölüyor çiçeklerimiz, senin yağ tenekelerinden yaptığın saksılara gizlenmiş sanki can suyumuz. Yetinmeyi unuttuk anne! Yetmeyi düşünen yok. İmkanlar içinde imkansızız anne, varlıklar içinde kayıbız.. Bitmiş yoğurt kaplarına çiçek ekilen bir çağda yaşamak isterdim. Her şeyin mükemmel olmak zorunda olmadığı bir çağda...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Osmanlı İmparatorluğu'nun Başarı Sırları: Hiç Duymadığınız 10 Neden

Hobiler ve Fobiler: Aralarındaki Fark Nedir?

ABD’DE YAŞAMAK