Kayıtlar

'Psikolojik bir savaştayım' diyorsanız...

Resim
İnsan psikolojisinde, hakim olma arzusu hep olmuştur. Kontrolü elinde tutmak isteyen kişi veya kişiler, ahlaki sınırlar içinde veya dışında kalarak bunu devam ettirmeye çalışırlar. Egemen olma duygusu evrensel bir duygudur. Bu duyguyu adil ve doğru yönetebilmek, tarihte çok az liderde gerçekleşmiştir. İster ailede, ister şirket yönetiminde, isterse ülke yönetiminde olsun bazı psikoloji yasaları biliniyorsa doğru kararlar verilecek, doğru yöntemler uygulanacaktır. Psikolojik savaş; klasik anlamdaki savaşın kazanılması veya kaybedilmesinde, savaştan sonra da üstünlüğün devam etmesinde, yahut sorunların çözülmesinde insanların ruh haline etki ederek sonuç almak olarak tanımlanır. Düşmanını tanımayan, savaşta yenilir. Hem kendisini hem düşmanını tanımayan savaşta yenildiği gibi savaştan sonrada toparlanamaz. Düşmanını tanımayıp kendisini tanıyan, savaştan sonra başarıya ulaşabilir. Hem kendisini hem düşmanını tanıyan gücün ise, yenik düşme ihtimali yok gibidir. Kendisini tanımayıp düşmanın...

7 günde mutluluğun formülü

Resim
Kendinizi mutlu edebilmeniz için bir köpek almanızı ya da uzak bir yerlere tatile gitmenizi önerebilirdim… Ama ben bu satırlarda, kolay ve pratik önerilerle bir hafta içinde mutluluğun kapılarını aralamanızı sağlayacağım!  İster genç ister yaşlı olun, bir şekilde herkes gibi siz de mutluluğu yakalamaya çalışıyorsunuz. Belki çok seveceğiniz bir eş arıyor, çocuk sahibi olmak ya da iyi para kazanmak istiyorsunuz. Bunlar tabii ki sizi mutlu edecek hayaller… Ancak bir de hayatın akışında mutlu olabilmek ve bu mutluluğu koruyabilmek var. Aslında çok büyük bir şeymiş gibi gözükmeyen ama temelinde pozitif etkilere fırsat veren “küçük mutlulukları” bir yaşam şekli olarak düşünürseniz işiniz daha da kolaylaşacak. Sizi üzen, aşağı çeken ya da kızdıran durumlara karşı koruma kalkanı oluşturacaksınız. İşe hemen koyulmak için günlerden yardım alın. Pazartesiden başlayıp pazara kadar kendinize ufak hedefler koyun ve kalıcı mutluluk için ilk adımı atmaya başlayın!   PAZARTESİ  SESİ BİRAZ...

Aşırı sorumluluk obsesif yapabilir!

Resim
Aşırı sorumluluk duygusu nedeniyle sevdiklerine ya da çevresindeki kişilere zarar vereceği duygusuyla hareket eden, binlerce kişi var Bu rahatsızlık takıntı hastalığının en kötü türlerinden biri olarak kabul edilirken bu kişiler zaman zaman kendine de zarar verme davranışında bulunabiliyor. İngiltere Başbakanlarından Winston Churchill de sık sık intihar etme isteği duyanlardan. İngiltere başbakanlarından Winston Churchill’in sık sık intihar etme istediği duyduğunu biliyor muydunuz? Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi, Feneryolu Polikliniği Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Oğuz Tan, obsesyon hastalığının temelinde yatan aşırı sorumluluk duygusu yüzünden sevdiklerine veya çevrelerindeki herhangi bir insana zarar verebileceğini düşünen kişilerin sayısının hiç de azımsanmayacak oranda olduğunu belirtiyor.   Kimilerinin iradelerini kaybedip çevrelerindeki kişilere veya kendilerine zarar vermekten korktuklarını vurgulayan Tan, bu kişilerin; "Bıçağı kapıp kocama saplar mıyım? Çocuğumu tutu...

Yasaklar Kalkınca Ne Olacak ?

Resim
Şu sıra düşünmemiz gereken şey bu galiba.yasaklar kalkınca rahatlayacağız. Peki yeni sosyal davranışlara hazır mıyız? Vay yanıma yaklaştın,sen nasıl dibim de hapşırırsın,lütfen uzak durun,kardeşim bi git dokunma bana...diye binlerce yeni korku ve saldırganlık dolu cümleler. Göz temassız bakışlar,onu bunu videoya çekme yarışları ve zamanla tartışmalar... Peki ne durumda zihnimiz? Uzun süredir hem dokunsal,hem görsel hem duygusal temassız,uzun ve derin yüzleşmezler yaşıyoruz,çevremiz değişti, planlar ve hayeller karıştı.En dip duygularımıza gidip gidip geliyoruz.Daha bireyci ve daha yalnızlaştı çoğunluk. Kiminin gözü kara, kimi iyice çekingen oldu. Herkes birbirinin uyarıcısı durumunda. Çoğu insan,ruhsal bunalım, kişilik problemleri, saldırganlık duygusu, cinsel arzular gibi süreçlere girdi. Evdeyiz tamam sorun yok. Yasaklar kalkınca peki ? Sonuçta herkes bu süreci kişisel gelişimini destekleyerek, kendi acılarına dönüp aydınlanarak, kendini geliştirerek atlatmıyor. Sosyal pr...

Mutlu Çocukluk Sağlam Psikoloji.

Resim
Psikolojik sağlamlığı yüksek kişiler hacıyatmaza benziyor. Mutlu çocukluk sağlam psikoloji. Psikolojik sağlamlığı “toparlama gücü” olarak tanımlanır. “Psikolojik sağlamlığın ölçütü hastalık, travmalar gibi olaylar sonrası ne kadar zamanda toparlandığınızdır. Psikolojik sağlamlık düzeyi yüksek insanları ‘hacıyatmaza’ benzetiyorum, düşer belki ama hemen toparlar” dedi. Kişide iyimserlik, öz saygı, affedicilik, şükran duyma, farkındalık varsa kişinin psikolojik sağlamlığının yüksek olduğunu anlarız “Bu konuda yaptığım bir araştırmaya göre çocukluğunu mutlu geçiren insanların psikolojik sağlamlığının daha güçlü olduğu anlaşıldı” dedi. “Psikolojik sağlamlığın ölçütü hastalık, travmalar gibi olaylar sonrası ne kadar zamanda toparlandığınızdır”  psikolojik sağlamlık düzeyi yüksek insanları ‘hacıyatmaz gibidir . Online gerçekleştirilen seminerin moderatörlüğünü Canan Ekmekçioğlu üstlenirken, pozitif psikoloji ve psikolojik sağlamlığı tanımlayarak giriş yapan Doğan, pozitif psikolojinin yen...

Kar yağışı hayatımızı nasıl etkiliyor ?

Resim
Kar yağışı hayatımızı nasıl etkiliyor, kar yağışı yaşamımızda neleri değiştiriyor. Kar yağışı, kimilerini çok mutlu ederken kimileri neden mutsuz oluyor.. İşte hepsinin cevabı... BAZILARI MUTLU BAZILARI OLUMSUZ OLUR Kar yağışı kişinin hayatındaki algısı ile değişkenlik göstermektedir. Karın yağmasını olumlu karşılayan bir birey bu durumu her zaman olmadığı için mutluluk ile karşılarken diğer bir birey şehir yaşamında kendisine olumsuz bir etki yarattığını düşünebilir. KİŞİLERİN ALGISI DEĞİŞİYOR Çoğu kişi doğaya karşı olumlu tepki vermektedir. Ancak kent yaşamı kişinin algısını değiştirmektedir. Bir çok kişi karın kent hayatına etkileri nedeni ile evinden çıkmamakta, karın zamansal aksilikleri nedeni ile kaygılanmaktadır. KAR YAĞIŞININ POZİTİF ETKİSİ Insanlar nadir olan olaylar karşısında mutlu olurlar ancak bu mutluluk algılara ve yaşanılan fiziki koşullara göre değişiklik göstermektedir.  Karın pozitif etkisini algılayabilmek için olumsuz etkisini azaltmak germektedir. HAYATI YORU...

Hayata iz bırakın

Resim
Van Gogh, hayatında tek bir şeyi sevmiş. Ve bu tutkusunu keşfedene kadar öylesine savrulmuş ki hayatında, onu bulunca son nefesine kadar, akıl hastanesinde bile resim yapmaya devam etmiş. Çocukluk yaşlarında yavaş anlamakla itham edilen ve yaşadığı sürece satın alınan tek eserinin de abisi tarafından alınmasına rağmen, kendi için sayısız iz bırakmış bu dünyaya. Üstelik değerinin anlaşılıp anlaşılmamasını düşünmeden. Dünya döndükçe yaşayacak türden… İşte biz de yaşamımızı daha iyi hale getirmeye çalışırken, nasıl bir iz bırakmak istediğimizi soralım kendimize. Bu kimi için hayallerini gerçek kılacak bir adımdır, kimi için kalplerde hep iyi anılmaktır. Başlı başına “insan olabilme”nin kendisi bile bir iz bırakmaktır bu dünyaya.