Kayıtlar

Şubat, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

7 günde mutluluğun formülü

Resim
Kendinizi mutlu edebilmeniz için bir köpek almanızı ya da uzak bir yerlere tatile gitmenizi önerebilirdim… Ama ben bu satırlarda, kolay ve pratik önerilerle bir hafta içinde mutluluğun kapılarını aralamanızı sağlayacağım!  İster genç ister yaşlı olun, bir şekilde herkes gibi siz de mutluluğu yakalamaya çalışıyorsunuz. Belki çok seveceğiniz bir eş arıyor, çocuk sahibi olmak ya da iyi para kazanmak istiyorsunuz. Bunlar tabii ki sizi mutlu edecek hayaller… Ancak bir de hayatın akışında mutlu olabilmek ve bu mutluluğu koruyabilmek var. Aslında çok büyük bir şeymiş gibi gözükmeyen ama temelinde pozitif etkilere fırsat veren “küçük mutlulukları” bir yaşam şekli olarak düşünürseniz işiniz daha da kolaylaşacak. Sizi üzen, aşağı çeken ya da kızdıran durumlara karşı koruma kalkanı oluşturacaksınız. İşe hemen koyulmak için günlerden yardım alın. Pazartesiden başlayıp pazara kadar kendinize ufak hedefler koyun ve kalıcı mutluluk için ilk adımı atmaya başlayın!   PAZARTESİ  SESİ BİRAZ...

Aşırı sorumluluk obsesif yapabilir!

Resim
Aşırı sorumluluk duygusu nedeniyle sevdiklerine ya da çevresindeki kişilere zarar vereceği duygusuyla hareket eden, binlerce kişi var Bu rahatsızlık takıntı hastalığının en kötü türlerinden biri olarak kabul edilirken bu kişiler zaman zaman kendine de zarar verme davranışında bulunabiliyor. İngiltere Başbakanlarından Winston Churchill de sık sık intihar etme isteği duyanlardan. İngiltere başbakanlarından Winston Churchill’in sık sık intihar etme istediği duyduğunu biliyor muydunuz? Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi, Feneryolu Polikliniği Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Oğuz Tan, obsesyon hastalığının temelinde yatan aşırı sorumluluk duygusu yüzünden sevdiklerine veya çevrelerindeki herhangi bir insana zarar verebileceğini düşünen kişilerin sayısının hiç de azımsanmayacak oranda olduğunu belirtiyor.   Kimilerinin iradelerini kaybedip çevrelerindeki kişilere veya kendilerine zarar vermekten korktuklarını vurgulayan Tan, bu kişilerin; "Bıçağı kapıp kocama saplar mıyım? Çocuğumu tutu...

Yasaklar Kalkınca Ne Olacak ?

Resim
Şu sıra düşünmemiz gereken şey bu galiba.yasaklar kalkınca rahatlayacağız. Peki yeni sosyal davranışlara hazır mıyız? Vay yanıma yaklaştın,sen nasıl dibim de hapşırırsın,lütfen uzak durun,kardeşim bi git dokunma bana...diye binlerce yeni korku ve saldırganlık dolu cümleler. Göz temassız bakışlar,onu bunu videoya çekme yarışları ve zamanla tartışmalar... Peki ne durumda zihnimiz? Uzun süredir hem dokunsal,hem görsel hem duygusal temassız,uzun ve derin yüzleşmezler yaşıyoruz,çevremiz değişti, planlar ve hayeller karıştı.En dip duygularımıza gidip gidip geliyoruz.Daha bireyci ve daha yalnızlaştı çoğunluk. Kiminin gözü kara, kimi iyice çekingen oldu. Herkes birbirinin uyarıcısı durumunda. Çoğu insan,ruhsal bunalım, kişilik problemleri, saldırganlık duygusu, cinsel arzular gibi süreçlere girdi. Evdeyiz tamam sorun yok. Yasaklar kalkınca peki ? Sonuçta herkes bu süreci kişisel gelişimini destekleyerek, kendi acılarına dönüp aydınlanarak, kendini geliştirerek atlatmıyor. Sosyal pr...

Mutlu Çocukluk Sağlam Psikoloji.

Resim
Psikolojik sağlamlığı yüksek kişiler hacıyatmaza benziyor. Mutlu çocukluk sağlam psikoloji. Psikolojik sağlamlığı “toparlama gücü” olarak tanımlanır. “Psikolojik sağlamlığın ölçütü hastalık, travmalar gibi olaylar sonrası ne kadar zamanda toparlandığınızdır. Psikolojik sağlamlık düzeyi yüksek insanları ‘hacıyatmaza’ benzetiyorum, düşer belki ama hemen toparlar” dedi. Kişide iyimserlik, öz saygı, affedicilik, şükran duyma, farkındalık varsa kişinin psikolojik sağlamlığının yüksek olduğunu anlarız “Bu konuda yaptığım bir araştırmaya göre çocukluğunu mutlu geçiren insanların psikolojik sağlamlığının daha güçlü olduğu anlaşıldı” dedi. “Psikolojik sağlamlığın ölçütü hastalık, travmalar gibi olaylar sonrası ne kadar zamanda toparlandığınızdır”  psikolojik sağlamlık düzeyi yüksek insanları ‘hacıyatmaz gibidir . Online gerçekleştirilen seminerin moderatörlüğünü Canan Ekmekçioğlu üstlenirken, pozitif psikoloji ve psikolojik sağlamlığı tanımlayarak giriş yapan Doğan, pozitif psikolojinin yen...

Kar yağışı hayatımızı nasıl etkiliyor ?

Resim
Kar yağışı hayatımızı nasıl etkiliyor, kar yağışı yaşamımızda neleri değiştiriyor. Kar yağışı, kimilerini çok mutlu ederken kimileri neden mutsuz oluyor.. İşte hepsinin cevabı... BAZILARI MUTLU BAZILARI OLUMSUZ OLUR Kar yağışı kişinin hayatındaki algısı ile değişkenlik göstermektedir. Karın yağmasını olumlu karşılayan bir birey bu durumu her zaman olmadığı için mutluluk ile karşılarken diğer bir birey şehir yaşamında kendisine olumsuz bir etki yarattığını düşünebilir. KİŞİLERİN ALGISI DEĞİŞİYOR Çoğu kişi doğaya karşı olumlu tepki vermektedir. Ancak kent yaşamı kişinin algısını değiştirmektedir. Bir çok kişi karın kent hayatına etkileri nedeni ile evinden çıkmamakta, karın zamansal aksilikleri nedeni ile kaygılanmaktadır. KAR YAĞIŞININ POZİTİF ETKİSİ Insanlar nadir olan olaylar karşısında mutlu olurlar ancak bu mutluluk algılara ve yaşanılan fiziki koşullara göre değişiklik göstermektedir.  Karın pozitif etkisini algılayabilmek için olumsuz etkisini azaltmak germektedir. HAYATI YORU...

Hayata iz bırakın

Resim
Van Gogh, hayatında tek bir şeyi sevmiş. Ve bu tutkusunu keşfedene kadar öylesine savrulmuş ki hayatında, onu bulunca son nefesine kadar, akıl hastanesinde bile resim yapmaya devam etmiş. Çocukluk yaşlarında yavaş anlamakla itham edilen ve yaşadığı sürece satın alınan tek eserinin de abisi tarafından alınmasına rağmen, kendi için sayısız iz bırakmış bu dünyaya. Üstelik değerinin anlaşılıp anlaşılmamasını düşünmeden. Dünya döndükçe yaşayacak türden… İşte biz de yaşamımızı daha iyi hale getirmeye çalışırken, nasıl bir iz bırakmak istediğimizi soralım kendimize. Bu kimi için hayallerini gerçek kılacak bir adımdır, kimi için kalplerde hep iyi anılmaktır. Başlı başına “insan olabilme”nin kendisi bile bir iz bırakmaktır bu dünyaya.

Aşırı stres

Resim
Stres, vücutta hangi değişikliklere neden olur? Yaşamın duygusal iniş-çıkışlarının kaçınılmaz bir sonucu olarak hepimizin stresli hissettiği zamanlar olmuştur. Stresin pek çok kaynağı olabilir. İçerisinde bulunduğumuz çevre, vücudumuz, düşüncelerimiz, hatta dünyaya nasıl baktığımız da stres faktörü olabilir. Sınav ya da bir iş görüşmesi gibi üzerimizde baskı oluşturan anlarda stresli hissetmek son derece olağandır. Fakat, insanlar fizyolojik olarak stresle başa çıkma ve ona bir tepki oluşturma eğilimindedir. Baskı altında hissettiğimizde, sinir sistemimiz; adrenalin, noradrenalin ve kortizol gibi stres hormonlarının salgılanması için vücudumuzu uyarır. Esasında, bu uyarım; bize, içerisinde bulunduğumuz tehdit ya da tehlike ile başa çıkmada yardımcı olan fizyolojik değişimlerdir. Bu duruma “stres tepkisi” ya da “kaç ya da kalıp savaş” tepkisi denir. Her ne kadar olumsuz bir algıya neden olsa da, stres; esasında olumlu bir tepki olabilir. Stres tepkisi, bizi alarm halde tutar, motive olm...

Narsistler daha mı mutlu?

Resim
Kendilerine "olağanüstü" önem veren ve genelde "utanç" duygusundan yoksun olan narsistler, psikologlara göre çok daha mutlu. Narsistler daha mı mutlu? Belfast Queen Üniversitesi'nde görevli araştırmacılar narsizmi ve narsistleri inceledi. Araştırmaya göre, narsistler her ne kadar genelde çevrelerindekilerini sıklıkla kızdırsalar da, birçok kişiyle göre daha az stresli veya da daha az depresif oluyorlar. Psikolog Doktor Kostak Papageorgiou, narsizme olumsuz yaklaşanların, narsistlerin kendilerine olan faydalarını gözden kaçırdığını söylüyor. Araştırmacılar, narsizmin "modern toplumlarda neden yükselmekte olduğunu" anlamak için bu araştırmayı yaptıklarını belirtiyor. Siyasette, sosyal medyada ve ünlüler dünyasında narsist tavırların arttığını ifade eden uzmanlar, bu artışın "zehirli" bir akım olarak görülüp görülmediğine de baktı. Araştırmacılar narsistleri, "riskli tavırlarda bulunan, kendileriyle ilgili gerçekçi olmayan bir üstünlük bakı...

Saplantılarınızdan kurtulun!

Resim
İyi ve güzel yaşlanmak, keyifli ve huzurlu bir ömür sürmek için pek çok şey söylenebilir ama bu beş nokta çok önemli... 1. KABULLENİN! İyi yaşlanmanın birinci kuralı, ‘yaşlılığı olduğu gibi kabul etmek’tir. Yaşlanmak doğal, ilerleyici ve durdurulamaz bir süreçtir. Yapabileceğiniz, onu ‘hakkıyla, keyifle, huzurla, sağlıkla yaşamak’ ve bazı doğru alışkanlıklar edinerek belki biraz yavaşlatmaktır. 2. SAPLANTI YAPMAYIN! Eğer “Sağlıklı bir orta yaşlılık ve yaşlanma sürecim olsun” diyorsanız, yapacağınız şeyler çok basit. Yaşlanmaya bağlı hastalıkları engellemek, eğer bu mümkün olmazsa etkilerini en aza indirmek yeterli. Çünkü bütün araştırmalar yaşlılığın kalitesini azaltan sorunların neredeyse tamamının yaşlanmayla ilgili hastalıklardan kaynaklandığını gösteriyor. 3. GELİP GEÇİCİLİĞE İNANIN! Bana göre iyi hayatın en önemli sırlarından biri, hayatın bir sonu olduğuna inanmaktır. Hayatın ölümlü olduğuna inanıp onu keyifle, coşkuyla ama akıllıca, bilinçli bir şekilde, inanarak, kendini hayatı...

Platonik takıntının nedeni çocukluk mu?

Resim
Takıntı haline gelen platonik aşkların kökeni çocukluk hatta bebeklik dönemine kadar uzanıyor. Güvenli bağlanma problemlerinin platonik takıntının gelişmesinde önemli bir faktör olduğunu belirten uzmanlar, “Güvenli bağlanma, kişinin kendisini sevilmeye değer bir kişi olarak algılaması anlamına gelmektedir. Güvenli bağlanma problemi olan kişilerde takıntılı aşka daha sık rastlanmaktadır”  Takıntı haline gelen platonik aşklarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Şenyuva, şunları söyledi: “İnsanlık tarihi kadar eskiye dayanan bir kavram AŞK! Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Hades ve Persephone. Aşk efsaneleri, aşk hikâyeleri, aşk şiirleri, aşk şarkıları, aşk ölümleri. Daha nicelerini okuduk, gördük ve belki de yaşadık… AŞK, bir delilik midir, bir duygu mudur, bir uçuş mudur? Eğer aşk bir uçuş ise aşkta tek kanatla uçulmaz ki, iki kişi gerekir. Sevdiğini yalnızca seven kişinin bildiği, sevilen kişinin haberinin olmadığı aşklar olsa bile… Başkaları ile güvenilir, samimi ilişkiler kur...

Koçluk Nedir ?

Resim
Koçluk;  kendi farkındalığımızı arttırmak, nerede olduğumuzu anlamak ve ileri gitmenin yollarını aramak demektir. Koçluk;  bireylerin ya da kurumların gelişmesine, koyduğu hedeflere ulaşmasına veya bir problemi çözmesine destek olmaktır. Koçluk;  insanlarla iletişim kurmayı sevme ve onlara insanlara yardım etme isteğidir.  Yaşam Koçluğu; Koçun danışanına, onun yapabileceğinin en iyisine ulaşmasına, kişisel ve profesyonel hayatında istediği sonuçları elde etmesine yardım ettiği bir ortaklıktır. Koçluk, bir duruştur. Koçluk fikirlere dayanan bir ilişkidir. Koçluğun ürünü uzun vadeli bir mükemmeliyet ve danışanının kendi başına ilerleyebilme ‘’kendi kendini’’ üretme yeteneğidir. Koçluk, bir görevi en iyi şekilde yapmanıza, seçtiğiniz bir meslekte performansınızı geliştirmenize, yeni bir beceri, yetkinlik veya davranış geliştirmenize ya da bir problemi çözmenize yardımcı olacaktır. Koçluk, bir ittifaktır. Koç danışanıyla çalışır. Ama şampiyonluk kürsüsünde du...

Ruh haline göre nasıl beslenmeli?

Resim
Yenilen besinlerin ruh halini etkilediğini ve ruh durumuna göre yenilen besinlere dikkat edilmesi gerektiğini biliyor muydunuz? Bugün kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Örneğin, sinirliyken makarna yiyip kafeinli içeceklerden uzak durmak gerekirken, endişeli zamanlarda da bol sıvı tüketmek gerekiyor. İşte ruh haline göre beslenme konusunda sizler için hazırlanmış bir kaç tio  BEZGİNLİK Bu duruma karşı sebze grubu yiyecekler tercih edilmeli. Yediğiniz sebzelerin çiğ olmasına dikkat edin. Yavaş yemeye özen gösterin. YORGUNLUK Bezelye ve havuç, yorgunluğa karşı birebir. Taze sıkılmış meyve suları ve evde yapılan meyveli yoğurtlar da yararlı. ÇEKİNGENLİK Kuru baklagiller ve fosfor açısından zengin besinler önerilir. Bulgur, mercimek ve balık türü yiyecekler de yenmeli. AGRESİFLİK Yağlı tohumlar, özellikle fındık, ceviz ve fıstık yenmesi gerekir. KEYİFSİZLİK Kendinizi ödüllendirin; pizza, döner, hamur, ne istiyorsanız onu yiyin. ENDİŞE Vücutta aşırı sıvı kaybı olacağından hafif çorba, kom...

Daha çok gülümsemeniz için sebebler

Resim
Gülmenin herkese yakıştığı bilinir, peki hakkında pek de bilinmeyen gerçekler nedir? KADINLAR ERKEKLERDEN DAHA FAZLA GÜLÜMSER Genellikle kadınlar erkeklerden daha fazla gülümsüyor. Ancak aynı iş yerinde çalışan erkeklerin de kadınlar kadar gülümsediği tespit edildi. Nedeni de aynı sosyal rollere sahip olan erkeklerin kadınlardan etkilenmesi… Ayrıca erkek çocuklar kız çocuklara göre daha az gülümsüyor ama daha fazla göz kontağı kuruyorlar. GÜLÜMSEMEK MAKYAJDAN DAHA ÇEKİCİDİR Yapılan bir araştırmaya göre erkeklerin %69'u kadınların gülümsemelerini makyajlı olmalarından çok daha çekici buluyor. HER YENİ DOĞMUŞ BEBEK GÜLÜMSEYEBİLME YETENEĞİNE SAHİPTİR Yeni doğmuş bebekler birçok davranış ve sesi etraflarına bakarak öğreniyorlar. Ancak bilim adamları yeni doğmuş bir bebeğin doğuştan gülümseyebilme yeteneğine sahip olduğuna inanıyor. KENDİNİZİ GÜLÜMSEMEYE ZORLAMAK PSİKOLOJİNİZİ DÜZELTİR Psikologlar kendinizi gülümsemeye zorlamanın depresif ruh halinden çıkılmasında yardımcı olduğunu söyl...

Bağırsaklar hakkında bilmediğiniz gerçekler

Resim
Bağırsaklarımız neden 'ikinci beynimiz'? Bağırsaklar hakkında bilmediğiniz bu gerçekler sizi de şaşırtacak. Hangi organınızda omuriliğinizden daha çok sinir hücresi vardır ve merkezi sinir sisteminizden bağımsız hareket eder? Bağırsak ilk yanıtınız olmayabilir. Ancak bağırsaklarımızda milyonlarca sinir hücresi vardır ve bu yüzden "ikinci beynimiz" adı verilir. Sindirim sistemimiz, yediklerimizi işlemenin çok ötesinde görevler yapar. Sindirim sisteminde yaşayan mikroplar, sağlığımızı çok yakından etkiliyor. Uzmanlar, bağırsak sağlığımızı geliştirmenin, bağışıklık sistemimize katkıda bulunup bulunamayacağını ve akıl hastalıklarıyla mücadelede yardımcı olup olamayacağını araştırıyor. İŞTE BAĞIRSAKLARIMIZLA İLGİLİ BAZI GERÇEKLER: 1. Özerk bir sinir sistemi Bağırsak sağlığı konusunda doktodası bulunan diyetiysen Dr. Megan Rossi, "Vücüdümuzdaki bütün organlardan farklı olarak bağırsak kendi başına faaliyet gösterebilir. Kendi kararlarını verebilme özerkliği vardır ve n...